Para bazlı ekonomi modeline ciddi alternatif oluşturan uluslararası büyük bir kitle tarafından takipçileri olan Zeitgeist ekibinden yeni bir belgesel kaynak bazlı ekonomi modeli yine sade ve öz bir dille anlatıyor. Transition Plan(geçiş Planı)adlı Türkçe altyazılı bu belgeseli aşağıdan izleyebilirsiniz.
Thomas Moore’un İngiltere’nin kaotik savaş ortamında öykünmesidir ve Platon’un Devlet’i ile benzerlik gösterir. Tasarlanan dünyada her birinden 6000 ailenin yaşadığı 54 şehir vardır. Her aile, en az 10 en çok 16 yetişkinden ve sayısı sınırlanmamış çocuklardan oluşur. Köleler mevcuttur, ama bunun dışındaki herkes eşittir. özel mülkiyet ve toplumsal sınıflandırma yoktur. Devletin temel görevi, yurttaş mutluluğunu sağlamaktır. Ütopyalılar özel mülkiyeti yok etmekle, hırsızlık ve çatışmaların nedenini de yok ettiğini düşünür. Mal ve mülkte zenginliği ve zenginliğe değer vermeyi küçümserler. Her ailenin bir evi olsa da belli bir süre içinde, yine kura ile bu evler değişir. Çalışma saati 6 ile sınırlandırılmıştır. Üretime katılmak değil, katılmamak imkansızdır.. Ağır işlerin kölelere yaptırılması dışında en ağır işler,- mesela tarım gibi- 2 yıl boyunca zorunlu hizmet olarak herkes tarafından yapılır. Gerekli şeylerin üretimi olmalıdır. Lüks yasaktır ve üretilen herşey toplumun malıdır. Para geçmez ancak sadece altın vb gibi madenler dışilişkiler için kullanıma açılır. Sehir yapısında özerklik mevcuttur. Yasalar, meclis sistemiyle yürütme, yargı kısımlarını halleder. zorunlu askerlik ve sürekli ordu yoktur. Gönüllü sistemi hakimdir. Boşanma, sadece bir kereye mahsus vardır ki bu da aileye duyulan önemi arzeder. Yalnızca bakamayacakları kadar çocuk yapan aileler, çocuğu olmayanlara vermeye zorlanırlar.. İnanç özgürlüğü mevcuttur. Öteki dünya inancı da alttan alta halka sızdırılır. Olumlu ütopyalara her seferinde dahil edilmesi de içinde yaşamak adına ikna edememiştir bir çok kişiyi hayali olsa bile..
Kökenleri Thomas Moore’un Ütopya’sından Platon’un Devlet’ine Charles Fourier’in Phalanstere’sinden Jean Jacques Rousseau’nun Emile’sine kadar aranabilecek, Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı eserinde ‘üstün insan’ olarak tanımlanmış ve Darwin menşeili Darwin’in kuzeninin kavramsallaştırdığı, Hitler ve Mussolini’nin yanında Churchill ve Roosevelt’in de bu düşüne aracılık ettiği Amerikan-Alman ortak yapımıyla kıvılcımlanan ve de bioetiğin gözde uğraşma konusu olan bilim altdalı… Amerikanın hispanik ve afroamerikan kaynamasına bakarsak, pek de iyi etüd edemedikleri ve ellerinde patlamış olduğu bir gerçek.. Bir çok hasta, o dönemde hastanelerde öldürülmekle beraber, bu yapay sağaltımdan başarıyla çıkanlar nazi subaylarıyla gerdeğe girmek zorundaydılar.. Günümüzdeki bir roman olarak tezahürünü okumak isterseniz Grange’ın “Kızıl Nehirler” tavsiye edilebilir.