Reklamı, hayal vaatlerinin kendi endüstrisine bir vergi gibi dayattığı kurnazlık olarak farzeden, esin kaynaklarından biri “Alois Riegl”, “1900’lerin başında Berlin’de çocukluk” kitabında: ” bir şehirde yolunu bulamamak pek bir şey ifade etmez. bir şehirde, ormanda kaybolur gibi kaybolmak ise eğitim ister.” diyerek istemsiz yanılgılara, alegorilere, zamana dair görüşleri sunan, estetik kuramcısı olarak ise “estetik teorisi” kitabında, Rainer Warning’in alımlama estetiğindeki gibi Theodor Adorno”nun topluma ve sanata olan bakışını merkeze koyan analojileri bize sunup, şiiri okuyucudan, resmi seyirciden, senfoniyi de dinleyiciden, ne meydana geldiğini ne de onlar için üretildiğini anlatmak gerekmediğini, sanatı onu alımlayan suje çevresinde görüp, bundan uzaklaşıldığı takdirde oluşabilecek klasik estetik sorunlarının üzerine giderek, eşsizliğin güzeliğine olan sadakatiyle bilinen alman toplum, sanat, edebiyat, yaşam, felsefe, estetik ve kabul buyurursanız görsel iletişim ve tasarım, reklam etiği cerrahı…
Oldukça geniş perspektiflere etki eden iletişim psikolojisinde yer alan olgudur ve Etiketleme Teorisi’nin de çerçevesini oluşturur. ‘kendini gerçekleştiren kehanet’ adı verilen bu olgunun kökeni mitolojideki Kıbrıs prensi Pygmalion’dan gelmektedir: hikayesi ise şöyle: “Olgunun eski yunan mitolojisinde yer alan örneği hiç kuşkusuz sihire dayanıyor. kıbrıs prensi, aynı zamanda heykeltıraş Pygmalion, ideal kadını temsil eden fildişinden bir heykel yapmış ve ona Galatea adını vermiş. Galatea o kadar güzelmiş ki, kendini ona aşık olmaktan alıkoyamamış ve ona hayat vermesi için tanrıça Venüs’e yakarmış. Venüs de onun bu isteğini kabul etmiş ve sonsuza kadar bahtiyar yaşamışlar.”
Continue reading »
Capital 5/2006 sayısında çarpıcı bir araştırma yayınlandı. 2005 yılında 5 bine yakin ürünün sunulduğu ve bunlar arasından piyasadan çekilen urun sayısının 2 bin olduğu söyleniyor. Buna paralel olarak, Dünya’daki ürün lansmanı oranlarının sonucu %90 basarisizlik olarak seyrettiğini açıklayan bir yönetim gurusunun görüsüne de yer verilmiş. Ana neden olarak da marka ve kurumsal olamamak olarak belirtilmiş. Firmanın pazarlama kararlarını sağlıklı verebilmesi için pazar eylemlerinden davranış modellerine müşterinin kültürel ortamından yasam biçimine kadar bir çok parametreye bağlı olarak bir model oluşturulur dersek, Golf ün muhafazakar&liberal kültüre yakın müşteri/bayi/perakende potansiyelini iki yerde kapsayamadığını gördüğüm dağıtım ağı(buzdolabı maliyetini COGS hesabına katmaları gerektiği gerçeği) ve teknolojiye adaptasyondaki uyumsuzluk çehresini, marka ve kurumsallık maskeleriyle örtmeye çalıştıklarını düşünmekteyim.
Buna örnek verirsek çok uğraşmadan; Ülker Golf satan bir satıcının, tüm bu reklam ve marka maskesinin arkasında gizlenen ve 4P/7P/11P&4C sorunlarını özetleyecek şikayetleri şöyle: