Peyami Safa’nın iki dünya savaşı sonrasında oluşan ideolojilerin ve mutlakçı bir düşüncenin romanı olarak anılır. Ferid karakterinin özeleştirileri ve yaşadığı pansiyonun sahibi Vafi bey derken, tek içdünyasını analiz edebileceği Aziz bey ile olan dialogları derken bir bakmışın merhum Matmazel Noraliya’nın evindesin.. Ve o koltukta Ferid’in sanrıları başlar ve Matmazel nam- ı diğer Nuriye ile temasa metapsişik yollarla geçer…Ferid yalnızdır, çünkü ailesi tıpkı o dönemde okumuş bir çok aydın ve orta sınıf üzeri kimse gibi biyolojik benlerinin istekleri doğrultusunda yaşam hazlığındadırlar.Bir bencil anne ve babanın çocuğu olarak yalnızlığı pek normaldir. Köksüzlük hissi ile materyalizme olan bağlılığıyla, inançlı Vafi bey’in dialogları ki mevlevidir bu arkadaş, garip bir hal alır..Sonlara doğru kimilerine göre biraz sıkıcı hal alması, psikolojinin yoğunluğundadır kanımca.. Ve mutlakçı düşüncenin kıskacından kurtulan ve kendisiyle barışan Ferid hali pek haz vermeyebilir ama içsesin ferahlaması iyidir…Bütünleşilen Matmazel’le mesut bitap bir halde, bütün korkularını ve sanılarını bir kenara bırakır. Selma ve peygamberkaşlı Fatma ve çıplak üryan vakalarına yapılan Freud, Adler ve Jung göndermeleri de Safa’nın dönemin ve günümüzün iyi romancısı olduğunun altında yatan anlamlı bir nedendir.. .
Tem 152008