Bilginler sanat tarihi boyunca bir çok halihazırda olan analizin temel yaklaşım biçimlerine kendi teorilerini oluşturmak için başvurmuşlardır. Bu yaklaşım biçimleri David Lodge’un “Small Word” kitabında 13 farklı şekilde listelenmiştir. Alegorik, Arketip, Biyografik, Dini,Varoluşçuluk, Freudyen, Tarihi, Jungian, Marksist,Mitolojik, Fenomenel, Retorik ve Yapısal.
Görsel İletişimde uygulanan etik teorisi ise bu makalenin konusudur. Fakat gerçekte bir çok analitik perspektiften sadece bir tanesidir. Bir ortamdaki görsel mesajın üretimi, sunumu ve tüketimi doğruluğu görülebilir bir şekilde tarihi, kültürel ve eleştirel perspektife ait bir dilimin içinde kendini bulabilir.
Teorinin inşasının gerektirdiklerine bakarsak her bir evre birbirinden gelişir. Bundan başka görsel imajlar üç ana unsura sahiptir: Eğitimsel, ortamsal ve algısal. Tüm bunlar görsel imajın yaratıcısı tarafından tasarlanan bir amaca ve imajı tüketen kişinin boşluğuna sahiptir. Örneğin gazetecelik ve reklamda kullanılan görsellere bakarsak; bunlar süreklilik arz eden bir boyutta zıt kutuplarda dolaşan iki çeşit görsel biçimidir . Her ne kadar “tartışmalı gazetecilik” denen bir kavram olsa da gazetecilikte kullanılan görseller sıklıkla eğitimsel unsurun bir parçası olarak tatmin edicidir. Buna rağmen bu tarz görsellerin aynı zamanda algısal ve çevresel bileşenleri de bulunmaktadır. Aynı şekilde reklam içeriklerinde kullanılan görsellerin algılara hitap ettiği gerçeği yanında eğitimsel ve çevresel özellikler içerdiği halen tartışmaya açıktır. Tüm bu üç unsurun birleşimine baktığımızda ise etiksel teorinin kitlesel medyanın içeriğini kapsayan tüm görsel mesajların bizlere ulaşması açısından bir temel oluşturur.
İletişimbilimci Dr. Filiz Aydoğan’ın bana serbest zamanlarımdan biri olan tatilimde okuttuğu kitap, çoğu insan tarafından bizi biz yapan ‘serbest zaman’ olgusu , toplumları, zamanı, ekonomiyi, kültürü, dinsel gelişimleri nasıl etkiliyor sorusuna tatmin edici boyutta cevap veriyor. Kitap, modern dünya ile antik dünya arasındaki köprülere bakarak, serbest zamanın tarihsel gelişiminden sizi alıyor, çalışma hayatının başlamasına kadar, toprak, av, rönesans, sanayi devrimi, makineleşme gibi farkındalık düzeyimize saplanan mihenk taşlarını kaldırıp altında yatanları sunuyor. Haliyle püriten ahlaktan hazcı etiğe geçişimizin zor olmadığına, insanın içsel zevklerini nasıl tatmin ettiğine dair edimsel koşullanmaya örnek olacak nitellikte ‘insan’ı da tartmıyor ve mercek altında kobay muamelesi çekmiyor değil. Psikolojik olarak önem verdiğim ve iş yaşamında da etkin kullanımlarını gördüğüm kısım ise bir kaçış olarak serbest zamanın insan tarafından kullanımı. Burada anlam arayışında bulunduğum detay ise toplumsal yabancılaşmanın serbest zaman kullanımını tetiklemesi ve haliyle tüketime olan etkisi. İnsan kaynakları, internet, halkla ilişkiler , reklam, pazarlama ve psikoloji ile ilgili sektörlerde çalışanların mutlaka edinmesi gerektiğini düşündüğüm bir çalışma olmuş.
Helio Gomes’un iletişimle ilgilenenlerin elinin altında devamlı bulunması gereken yararlı kitabı. İlk çağlardan günümüze, birçok filozof, bilim adamı ya da ünlünün söylemiş olduğu ders verici birçok kaliteli sözün derlenip katagorilendiği kitapta Gomes; ekonomi, pazarlar, iş hayatı ve ilgili başarı ve başarısızlıklar, müşteri memnuniyeti, verilen hizmet ya da yapılan üretimde kalite, iş hayatında motivasyon ve personelin eğitimi, sistemlerdeki eksiklikler, işyerlerindeki denetim, istatistik ve istatistiğe yönelik düşünebilme, iş hayatında rekaber edebilme ve takım çalışması gibi önemli konularda büyük bir kısmını uzun bir araştırma sonucu bulmuş ve hepsini bu kitapta derlemiş ve bu araştırma sırasında 113 tane farklı kaynağı karıştırararak, Arşimed’ in “eureka! buldum” sözünden tutun da Mobil Oil Company’nin “her problem için bir çözüm vardır; basit, harika ve yanlış” . sözlerini de içine alan bir seçkibilim örneği sergilemiş, kimi zaman işime www.quotes.com ‘dan çok yaramıştır.
NEDEN UZAYDA KOLONİLEŞİYORUZ?