Hacettepe Üniversitesi’nde Bilgi ve Belge Yönetimi alanında Araştırma Görevlisi Umut Al’ın okumaktan keyif aldığım sözlükçülük, wikipedia,bloggerlık,facebook, twitter gibi bir çok Web 2.0. uygulamasının gelişimini de ilgilendirdiğini ve bir sosyal iletişim yöntemi olarak çok yazarlılık kavramını da içine alarak düşündüğüm için önem arzeden makalesidir. Çıkarımsamalarını maddeleyerek şöyle özetlemek nezdimde mümküdür:
– bilimsel iletişim yayın sayısındaki artış, yayınların fiyatları, elektronik yayıncılık gibi bir çok faktörden etkilenir.
– araştırması 1975- 2002 tarihleri arasındaki yılları kapsayarak Social Science Citation Index (ssci) veritabanında yapılan taramayı kapsamaktadır.
– Sosyal bilimlerde akademik sınıflandırma biçimi olan SSCI’de bulunan disiplinler arasında antropoloji, arkeoloji, coğrafya, dil ve edebiyat, eğitim, ekonomi, felsefe, hukuk, iletişim, işletme, kamu yönetimi, kütüphanecilik, mimarlık, psikoloji, siyaset, sosyal çevre bilim, sosyoloji ve tarih yer almaktadır.
– Çok yazarlılık oranı ve yayın başına düşen yazar sayılarına bakıldığında en hızlı değişim tıp alanındadır ki radikal örnek olarak 1993 yılında New England Journal of Medicine adlı dergide yayımlanan bir makale, 972 yazarın imzasını taşımaktadır.
– 1900 ile 2000 yılları arası incelenmiş, makale başına yazar sayısındaki en yüksek artışın kimya alanında olduğu ortaya çıkmıştır.
– Ülkemizdeki kütüphanecilik makalelerinde ise çok yazarlılık yaygın değildir. Ülkemiz kütüphanecilik literatüründe yazıların genellikle tek yazarlı olduğunu gösteren bir çalışmaya göre; en eski kütüphanecilik dergimiz olan Türk Kütüphaneciliği Dergisi’nde çok yazarlı makalelerin oranı sadece %3’tür.
– Çok yazarlılık konusunda başta tıp ve sağlık bilimleri gelmekte, sırasıyla temel bilimler, mühendislik ve sosyal bilimler onları takip etmektedir. sanat ve beşeri bilimlerde ise tek yazarlı yayınların oranı yüksektir.
– Arkeoloji ve antropoloji ortalama yazar sayısı yüksek alanlar olarak karşımıza çıkarken, sosyal çevre bilim, tarih, dil ve edebiyat alanlarında ortalama yazar sayısı nispeten düşüktür.
– SSCI’de 1975-2002 yılları arasında Türkiye adresli 2818 yayın yer almaktadır. Söz konusu yayınlar arasında sadece makaleler değil, bildiri özetleri ve kitap eleştirileri gibi farklı yayın türleri de bulunmaktadır.
– Türkiye adresli bu yayınlar arasında; tüm yayınların %43’ü tek yazarlıdır (1219 yayın). İki yazarlı yayınların tüm yayınlar içindeki oranı %2’dir. Üç ve üzeri yazar sayısına sahip yayınlar ise tüm yayınların %29’unu oluşturmaktadır.
– Çok yazarlı yayınların sayısındaki artışın temel nedenlerinden bir tanesi günümüzde disiplinleri arası çalışmalar yapılmasının zorunluluğu ve buna bağlı olarak da farklı alanlardan araştırmacıların birlikte araştırma yapma gereksinimi duymalarıdır.
– Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Tıp ve Yaşam Bilimleri literatürüne yapmış olduğu katkıya ilişkin bulguları sunan bir araştırmada (tonta ve ilhan 2002:126) 1988 yılında 3,8 olan yayın başına ortalama katkıda bulunan araştırmacı sayısının 1997 yılında 4,6’ya yükseldiği görülmektedir
– Türkiye’de, sosyal bilimlerde 1990’lı yılların başından itibaren çok yazarlılığın hakim olduğunu göstermektedir.
– Makalenin sahibi Umut Al’a göre; bir yayının birden çok kişi tarafından kaleme alınması yayının niteliğini olumlu yönde etkileyebilecek bir unsurdur.