Eki 222011
 

 

Poster - Melancholia - Melankoli - Lars von Trier - Analiz - Eleştiri

“beni en güzel günümde
sebepsiz bir keder alır
bütün ömrüm beynimde
acı bir tortusu kalır
anlayamam kederimi
bir ateş yakar tenimi
içim dar bulur yerini
gönlüm dağlarda dolanır

ne bir dost ne bir sevgili
dünyadan uzak bir deli
beni sarar melankoli

ne kış ne yazı isterim
ne bir dost yüzü isterim
hafif bir sızı isterim
ağrılar sancılar gelir
yanıma düşer kollarım
görünmez olur yollarım
hem sevgini hem elleri
önüme ölüm serilir

ne bir dost ne bir sevgili
dünyadan uzak bir deli
beni sarar melankoli”

/ Sabahattin Ali – ‘Melankoli’ şiiri

Kıyamet melankolisi üzerine 2011 yapımı Melancholia(Melankoli) filmiyle Lars Von Trier, Alman izole estetizmini öven resim, edebiyat, felsefe, psikoloji, sosyoloji, bilim, müzik akımlarını bir potada eritirken, diğer yandan  Dogville, Manderlay ve son olarak da Antichrist(Deccal) (Film analizi için tıklayınız filminde olduğu gibi, kendisine göre yobaz dini görüşlere karşı duruşundan geri kalmayarak, senaryosunun odağına taşıyan izlecini bu sefer,” insanların melankolik davranışlarının “dinen günah”” olarak adledilmesine protest bir tavır olarak yakmıştır.

64. Cannes Film Festivali’nde Palme d’Or ödülü adayı olan film, ödülü, Melancholia’nın senaryosuyla kozmik görüntüler ve makro evrende insan örüntüsüne indirgemeci yaklaşımı irdelemesi açısından benzeşen öğeler taşıyan Terres Malick yönetmenliğinde çekilen “Tree Of Life” filmine kaptırırken, “en iyi kadın oyuncu” ödülüne ise oyuncusu Kirsten Dunst layık görülmüştür. Bu ödü,l 2009 yılında yine bir Trier filmi olan “Antichrist“ filmindeki çarpıcı rolüyle Charlotte Gainsbourg’a verilmişti. Trier’in dengesiz kadın rollerindeki yeni gözdesi olan Gainsbourg, Melancholia filminde de Dunst ile birlikte baş rolde yer alıyor.

Sanat Tarihinin Dağınık Sembolleriyle yaşatılan İdeoloji

“Yüceltmenin dinamiği idealleştirmeyi seferber ederek, depresif boşluğun etrafına ve o boşlukla birlikte bir hiper-gösterge dokur. Bu artık var olmayanın görkem olarak  alegorisidir. Altta yatan ve örtük durumdaki var olmayanın yerine ve adına yüce anlam, geçiciliğin yerini alan yapıntı budur.”

/ Julia Kristeva

Trier, Cannes’daki basın toplantısı sırasında, daha sonra özür dilemesine sebep olacak “Hitler’i anladığına”  ilişkin ifadeleri nedeniyle oldukça tepki gösterilen ve hatta kovulan bir duruma düşmesinin altında, Alman ekolünün içinde yoğunlukla barınan ve Hitler dönemini de kapsayan “ideloji””, ojenizm”, “paganizm”,” yobaz karşıtlığı”,”sekülerizm” ,”burjuva karşıtlığı” gibi öğeleri filmine de yansıtacağı şekilde el üstünde tutması ve hatta özümsemesi yatmaktadır.

Sadece Trier’e özgü olmayan, örneğin Sartre’nin hocası Martin Heidegger’de de gördüğümüz benzer hayranlık sürecinde olduğu gibi daha sonra pişmanlık arzedecek mi bilinmez, sanat üretimlerine sıklıkla ilham kaynağı olan Hitler-Nazi Almanyası’nın önemli tartışmaların, ideolojiyle beslenen bilimsel, felsefi, müzik ve sanatsal çalışmaların dönemi olduğu da aşikardır.

Melancholia - Melankoli - Lars von Trier - Sinema - Film - Analiz - Eleştiri

Continue reading »

Eki 102010
 

Tehlikeli İlişkiler - Choderlos De Laclos - Christopher Hampton - Alexandar Popovski

“aşkı en çok hak edenler,
aşkta mutluluğu asla bulamazlar.”

/ “Tehlikeli İlişkiler” oyunundan

Observer gazetesinin belirlediği “tüm zamanların en iyi 100 romanı” arasında 8. sırada yer alan, Milan Kundera’nın “Yavaşlık” adlı romanında “bütün çağların en büyük romanı” ifadesiyle bahsedilen, Choderlos de Laclos’nun 1782’de yayınlanan “Tehlikeli İlişkiler” (Les Liaisons Dangereuses / Dangerous Liaisons) bir çok filme ve operaya uyarlandığı gibi tiyatro uyarlamaları da seyirci tarafından ilgiyle izlenmeye devam ediyor.

İngiliz yazar ve yönetmen Christopher Hampton tarafından aynı adla tiyatroya uyarlanan Tehlikeli İlişkiler, İstanbul Şehir Tiyatroları’nın da 2010-2011 sezonu oyunları arasında Aleksandar Popovski yönetiminde yerini aldı.

Günümüz kuşağının daha çok, Stephen Fears’ın yönettiği , 1988 yapımı ve Glenn Close, John Malkovich, Michelle Pfeiffer, Keanu Reeeves ve Uma Thurman tarafından baş rollerinin paylaşıldığı ve 7 dalda Oscar adayı olan, bunlardan “ En İyi Uyarlama Senaryo”, “En İyi Sanat Yönetimi” , “En İyi Kostüm” dallarında Oscar’a kanımca haklı olarak layık görülen “Dangerous Liaisons/Tehlikeli İlişkiler” filmi ile tanıdığı, hemen hemen birbirine çok yakın senaryo metinlerinden oluşan tiyatro uyarlamaları da oldukça geniş kitleler tarafından izlendiği bilinmektedir. Şu sıralar Broadway’de sahnelenen Daphne du Maurier’in romanı Rebbecca’nın müzikal hale getirilmesine katkı sağlayan İngilizce çevirisini de yapmış Christopher Hampton, 1988 yapımı bu filme de yaptığı senaryo uyarlaması nedeniyle Oscar Ödülü kazanmıştı.

Continue reading »