Bilim insanları, balık atalarımızın sudan karaya çıkmalarına öncülük eden hamlenin uzuvlar değil, daha gelişkin görme yetisi olduğunu söylüyor.
Sudaki yaşama kıyasla, havada daha iyi görebilir ve karada daha fazla av olması neticesi, kendilerini oraya taşımak için uzuvlarını geliştirdiler. Araştırmacılar, gelişmiş görme yetisinin sonunda insanlığın ileriye yönelik biliş yeteneğine yol açtığını belirtiyorlar: Geleceğe yönelik seçenekleri azaltma ve stratejik kararlar alma gücü.
59 FOSİL ÜZERİNDE ÇALIŞTILAR
Dailymail’de yer alan habere göre, Northwestern Ünviersitesi ve Claremont Mc Kenaa, Scripps ve Pitzer kolejleri tarafından yapılan araştırma, timsah benzeri hayvanların önce karada daha kolay avlanma seçeneklerini olduğunu gördükleri ve daha sonra oraya ulaşmalarına olanak sağlayan uzuvlarını geliştirdiklerini ileri sürüyor.
Teoriyi oluşturan araştırmacılar, sudan karaya geçiş öncesi, geçiş sırası ve geçiş sonrasında bulunan çapta 59 fosil örneği üzerinde çalıştılar. Çalışmada, hayvanların gözlerin ve vücudun boyutlarını belirlemek için göz yuvalarının ve kafaların ölçülerini çıkardılar.
SUDAN KARAYA GEÇİŞTEN ÖNCE GÖZ BOYUTU 3 KART ARTTI
Northwestern Üniversitesi’nden nörobilimci ve mühendis Dr. Malcom Maclver ve Claremont McKenna, Scripps ve Pitzer kolejlerinden evrimci biyolog ve paleontolog Dr. Lars Schmitz, gözlerin denizden karaya geçmeden önce göz boyutunun gözle görülür biçimde üç kat arttığını keşfettiler.
Ardından, hayvanların suyun üstünde berrak veya karanlık su içindeki görsel ortamların bilgisayar simülasyonlarını geliştirdiler. Buradaki sonuçlar; bir hayvan, su yerine hava ortamında bulunursa, göz boyutunun artmasının yararı olacağını gösterdi.
Sudan karaya geçişten önce, ortalama göz yuvası 13 milimetre iken , geçiş zamanı süresince ortalama boyut 36 milimetredir. Bu gerçekleştiğinde, göz başın yanında bulunan yerden başın üst kısmına kaymıştı. Bu hava yoluyla görme yetisinin genişletilmiş görsel aralığı sayesinde, erken kara omurgalılarında daha büyük beyinlerin oluşmasına neden oldu ve eylemlerini planlama yeteneği kazandırdı.
HAVADA 70 KAT DAHA FAZLA GÖREBİLİYORLARDI
Dr. Maclver “Neden 385 milyon yıl önce karaya çıktık? Bunun görüş yetisiyle ilgisi olabileceğini düşünen ilk kişileriz.” diyor. Göz boyutundaki artış, balık atalarımız için önemliydi, gözleriyle suyun üstünden bakarak, suyun aksine havada 70 kat daha fazla görebiliyorlardı.
Göz boyutunun iç katına çıkarılmasıyla, hayvanın görsel olarak izlenen alanı bir milyon kat arttı ve bu kara canlılarının bile var olduğu milyonlarca yıl önce gerçekleşti.
Dr. Schmitz, “Büyük gözler suda neredeyse değersizdir, çünkü görme büyük oranda hayvanın önünde ne varsa onla sınırlıdır. Ancak daha büyük göz boyutu, hava yoluyla bakıldığında çok daha değerlidir. Evrim, genellikle ödün verme ister. Gözleri büyütmenin maliyeti nedir? Buradaki aradığı şey av bulabilmekti.” diyor.
Daha büyük göz boyutu, evrim nedeniyle doğal seçilime uğradı, çünkü havadaki görme ayakta kalmak için daha faydalıydı. Aslında daha büyük göz boyutu, suyun altında çok az avantaj sağladığı için, karaya geçiş yapan hayvanlardan sonra ortaya çıkan bir hayvan grubu daha sonra tekrar su altında yaşamaya döndü ve gözleri normalde balıklarda görülenden daha küçük göz boyutuna geri döndü.
Araştırmacılar, görme kapasitesinin sınırlı olduğu suyun altında istediği gibi, saniye hızlarında tepki vermeye zorlandığından, bu gelişmiş görsel kapasitesinin erken sıradışı hayvanlarda daha karmaşık biliş geliştirmelerine olanak sağladığını öne sürüyorlar.
Dr. Maclver, “Göz boyutunun üç katına çıkması 12 milyon yıl aldı. Bu akla hayale sığmayan bir evrim zaman ölçeğidir.” diyor.
Çeviri: Reha BAŞOĞUL