“Artık insanlık kavramı, vicdanlarımızı arıtmaya ve hislerimizi yüceleştirmeye yardım edecek kadar yükselmiştir…
İnsanları mutlu edeceğim diyen onları birbirine boğazlatmak insani olmayan ve son derece üzücü olan bir sistemdir.
İnsanları mutlu edecek tek vasıta, onları birbilerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek,
karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir.
Dünyanın barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu, ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması
ve başarılı olmasıyla mümkün olacaktır.”
/ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
27 Mayıs 2013 gecesi saat 22:00’da Gezi Parkı’ndan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait iş makinelerinin 5 ağacı sökmesiyle tepkilerin artarak büyümesine yol açan ve Başbakan Erdoğan’ın mahkeme kararına rağmen “Ne yaparsanız yapın, Topçu Kışlasını yapacağız” açıklamaları ile bu protestoları önemsemeyen ve dinlememekle kalmayıp “3-5 ağaç” ve “3-5” çapulcu gibi söylemlerle protestocuları ve eylemin niteliğini küçümsemesiyle Gezi Parkı eylemleri olarak adlandırılan direnişin boyutunun ve çapının daha da büyümesine neden oldu.
AKP kanadı, bu eylemlerin başlangıç nedenini, -her otoriter rejimin başvurduğu gibi- paranoya yaratma stratejisine sığınarak saptırmayı tercih etse de, tarih, olayların başlangıcının ağaçların sökülmesi , Başbakan’ın üstten bakan ve “ayaklar baş olmaz” diyerek açıkça söylediği kibir içeren ve 30 Mayıs 2013 sabah 05:00’te bu hukuk ve demokrasi paydaşlığına itiraz eden bu tavrını protesto eden gençlerin çadırlarının – iktidara yakın medya tarafından eylemciler yaktı dense de görüntülerle de sabit ve daha sonra görevden alıp tekrar görevleri iade edilecek- zabıtalarca yakılması, 31 Mayıs 2013’te yine sabah 05:00’te TOMA ve gaz bombası ile müdahelenin ne Türk Hukuku, ne biber gazı yönetmeliği, ne AİHM, ne AB normlarına uygun olması gibi akıldan ve tarih sayfalarından silinmeyecek şekilde başladığını belgeledi.
Bu belgelere ve 31 Mayıs’ta İstanbul 6. İdare Mahkemesi tarafından Topçu Kışlası projesi durdurulmasına rağmen, Başbakan Erdoğan, kendi hatasını ve belediyenin hatasını kabullenmek yerine, olayları ideolojik olarak nitelendirip, gezi eylemcilerine karşı “evde %50’yi zor tutuyorum”, “ben de partimden 1 milyon insan toplamasını bilirim”, “her içki içen alkoliktir, ama AKP’liyse alkolik değildir” gibi anlamsız ve trajikkomik ifadelere başvuran ve toplumun kutupsallaşmasına sebep olan bir yol izledi. İçişleri Bakanlığı , Başbakan Erdoğan’ın da itiraf ettiği “yanlışlık” olan orantısız şiddeti soruşturacağını belirtmesine rağmen, somut adım atılması bir yana, polis şiddeti daha da arttı ve biri polis 6 ölüm, 8041 yaralı, 11 kişide göz kaybı, 44’ü çocuk 1042 gözaltı ve 34.311 kişinin hak ihlaline maruz kaldığı gerekçesiyle İstanbul Barosu’na başvurduğu , orantısız ve bilinçsiz biber gazı kullanımı nedeniyle 8 köpek, 63 kedi, 1028 kuşun öldüğü tespit edilen bir bedel ortaya çıktı.
Başbakan Erdoğan’ın Topçu Kışlası’nda daha önce AVM, Rezidans olacak dediği, daha sonra tepkiler üzerine “AVM olmayacak, projesi dahi belli değil” diyerek bir belirsiz projede ısrar ve inatla sürdürdüğünü gösterdiği, keza İBB Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın dahi CHP’nin onayı sadece “yayalaştırma projesi” ne, Topçu Kışlası’na değil” dediği görüntülü videosu olmasına rağmen AKP yöneticilerinin ısrarla, “CHP’nin de onayı var” diyerek kendi seçmenine propaganda yaptığı ve en önemlisi mahkemenin projeyi durdurma kararı olmasına rağmen Başbakan Erdoğan menşeili bu kibirli üslubun, inadın ve ısrar sonucuyla daha da alevlenen ve yukarıda saydığımız bedellerin ödendiği ve daha da fazla ödetilmek istendiği bir süreç yaşandı ve de yaşanmaya devam ediyor.
15 Ağustos tarihli Penguen kapağında, Gezi Parkı eylemlere karşı durmak için AKP kanadında Başbakan Erdoğan ve AKP yöneticileri tarafından nasıl ve hangi yöntemelrle ele alındığına dair mizahi gönderme yer alıyor.
Gezi Parkı direnişi ve eylemleri bir çok konuda ve olguda halen devam etmekle beraber, AKP hükümeti başlangıçta yaptığı hatalarını analiz edip, demokrasi geleneğinin erdemli bir duruşu olan “istifa etmek” yerine, iktidarını korumak için komplo teorilerine sığınıp, baskıcı tavırlarını daha da artarak, bu baskıyı evlere, stadlara, sloganlara, pankartlara, basın bildirisi açıklamayı engellemeye, yollara, parklara kadar hissettirmeyi tercih etti. İktidarın lehine olmak kaydıyla sansür, TV yöneticileri dahi itiraf etmesine rağmen devam etti, otosansür mevcut statükoyu korumak isteyen medya yöneticileri tarafından sürdürüldü. Gezi Eylemleri tüm dünyada bir çok kişi, kurum, kuruluş tarafından AKP’nin ağır bir şekilde kınanmasına, eleştirilmesine neden oldu ve AKP “diktatörlük rejimini” uygulamakla açıkça suçlandı, gazetelere başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, AKP’ye ve 1. derecede sorumluluğu bulunan polis şiddetine ve yaşanan ölümlere ve yaralılara dair olmak üzere Türkiye’den ve Dünya’dan birçok bilim insanı, sanatçı, yazar imzalı yönelik ilanlar verildi, Guardian gazetesi tarafından Türkiye’nin Avrupa’nın 5 otokrasisinden biri olduğu dile getirildi. Polisin biber gazı kullanımı, hukuki düzlemde dahi “işkence” olarak görüldü ve defalarca AKP hükümeti tıp örgütleri dahil uyarıldı. Türkiye’nin daha önce de AİHM’de mahkum olduğu gibi yine ağır cezalar ve tazminatlar alacağı konuşuldu. Türkiye’de ise bizzat bu şiddeti yaşayan, gören, hisseden ve tepkisini gösteren kişilerce sürdürülen eylemler-resmi kaynaklarca tespit edilen- Türkiye’nin 79 ilinde yankı buldu. Yurtdışında yaşayan Türkler tarafından başta ABD, Almanya olmak üzere bir çok ülkede gezi eylemlerine destek geldi, gelmeye devam ediyor. Gezi Parkı ile ilgili 81 il temsiliyetiyle yapılan tek araştırma olan Konsensus’un araştırmasında %56 oranında Gezi Parkı eylemlerine destek çıktı ve %71,5 oranıyla polisin biber gazı kullanımının onaylanmadığı sonucu çıktı.
Kuşkusuz Gezi direnişinin en önemli derinleştiği yerlerden biri, sansürün ve otosansürün olduğu nice ülkede olduğu gibi sosyal medya oldu. Somemto firmasının yaptığı analize göre, 31 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında 91 milyon gibi rekor düzeyde Türkçe tweet atıldı. Başbakan Erdoğan’ın üslubu ve tavırları, AKP’nin komplo teorileri ve paranoyalar üzerinden halk ve sosyal medya üzerinde etki kurmak istemesi ve mesnetsiz hedef göstermesi, sayısız şiddet görüntüsü, fotoğrafı, beyanı ve isyanı bu sosyal medya araçlarında sansürsüz yer buldu. ( Verilere ve referanslara dayanan Gezi Parkı araştırmalarından oluşan derinlemesine analiz için bkz: http://www.rehabasogul.com/2013/07/28/gezi-parki-anket-sosyal-medya-arastirma-analiz/ )
Henüz Reyhanlı ve Uludere hatta daha eskiye de giderek Maraş ve Sivas katliamlarının toplum vicdanında karşılık bulan bir hesap verilememişken, bir yandan Gezi Parkı süreci, Suriye sorunu, bir yandan PKK’nin eylemlerine AKP’nin gezi parkı eylemcilerine müdahele etmek yerine görmezden gelmesi, bir yandan Mısır’da yaşanan, önce Mursi’nin sonrasında Sisi’nin yönetimindeki karşılıklı şiddet ve vahşet, bir yandan AKP’nin bu olaylardaki duruşuna, savunma reflekslerine ve Başbakan Erdoğan’ın ve hükümet yetkililerinin çoğu zaman birbiriyle çelişen tavırlarına ve söylemlerine devam etmesine yol açtı. 14 Haziran 2013 tarihine geldiğimizde, Twitter’da, belki de Türkiye ve Türkiye sosyal medya tarihinin anlambilimsel açıdan içeriğinde yer alan mesajlar itibariyle iktidara yönelik en muhalif etiketi(hashtag) üretildi ve AKP iktidarına açıkça hesap soruldu: #CevapVer
#cevapver ETİKETİYLE NE KADAR TWEET, HANGİ GÜN VE SAATTE NE KADAR KULLANICI TARAFINDAN ATILDI?
“Korku üzerine egemenlik kurulamaz.”
/ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
#direngeziparkı, #direngezi ve #occupygezi mesajlarında da yine AKP’ye ve politikalarına olan tepki dile getirilmiş ancak #cevapver etiketi AKP’nin 11 yıllık iktidarından ve hatta daha öncesindeki söylemlerinden de sansüre uğramadığını hisserek hesap soran, Gezi Parkı eylemleri öncesi ve sonrası dahil olarak hesap vermesini isteyen net bir tavır ve soru yumağı oluşmasına sebep oldu. Ana akım medya tarafından da görülen ve haberlere yansıtılan #cevapver etiketine dair analizimizde 14 Haziran- 19 Haziran 2013 tarihleri arasında Twitter API servisi kanalıyla, 95.577 farklı(tekil) Twitter kullanıcısından atılmak üzere 233.152 adet içinde #cevapver geçen Türkçe tweet mesajı tespit edildi.
AKP’ye #cevapver denilerek atılan en yüksek sayıda mesaj, 68,486 farklı(tekil) kullanıcıdan, 162.050 tweet ile 14 Haziran 2013 tarihinde gerçekleşti ve ikinci büyük dalgası da 15 Haziran’da kullanıcı sayısı yaklaşık yarıya düşerek 32.041 kullanıcı tarafından 59.082 tweet ile yaşandı. Günler içerisinde lineer olarak azalacak şekilde 19 Haziran’a geldiğimizde ise toplam 6 günden oluşan tarih aralığımızın en düşük tweet sayısı ve farklı kullanıcı sayısı gerçekleşmiş oldu.
233.152 Tweetin içeriğine baktığımızda ise, parayla ve parasız takipçi kazanma gibi 8.991 kullanıcı tarafından (toplam farklı kullanıcı sayısının %9’u) atılan 16.285 tweetin (atılan toplam tweetlerin %7’si) yaratıldığını ve #cevapver ile ilgili yöneltilen mesajlardan uzak olduğu tespit edildi. Bu tweetlerden temizlendiğinde ise “216.867 adet” tweet sonucuna ulaşıldı.
#cevapver içeren 216.867 tweet, 86.586 farklı(tekil) kullanıcı tarafından %52’si retweet edilen mesajlardan oluşuyor. 122.872 tweet ise birbirinden farklı. En yoğun gün olan 14 haziran’da 59.746 kullanıcı tarafından 148.936 tweet atılırken, lineer bir şekilde kullanıcı sayısı ve atılan tweet sayısı düşmektedir.
216.847 tweet içerisinden Retweet içermeyen 104.647 tweete bakıldığında ise; 44.981 farklı(tekil) kullanıcının atılan tweetlerde ana kaynak olduğu görülmektedir. Bir başka deyişle, 44.981 farklı kullanıcı toplamda 86.586 farklı kullanıcıyla etkileşime(tweet ve retweet) yol açmıştır.
EN ÇOK RETWEET ALAN TWEETLER HANGİLERİ OLDU?
“Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsan, uzaktan bütün doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle göruyorum. Bağımsızlık ve egemenliklerine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yer yüzünden yok olacak ve yerlerini milletler arasında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır.”
/ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Not: Fotoğraf, bu makale yazarı tarafından “düzenlenerek” konulmak zorunda hissedilerek yayınlanmıştır. İlgili tweette yayınlanmış hali 18 yaşından büyüklerin bile bakamayacağı boyuttadır.
Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Mustafa Sarı ve diğerleri anısına diye başlayan, sözleri Kayhan Binnetoğlu ve Ufuk Karakavak tarafın yazılan, müziği Ufuk Karakavak’a ait ve “makamların hepsi pinokyolarla dolmuş” diyen şarkının bir çok yerinde de “cevap ver padişahım” ile Başbakan Erdoğan ve AKP’ye göndermelerle dolu şarkı…
KAVRAMLARA GÖRE TWITTER KULLANICILARI HANGİ KELİMEYE, NE KADAR SIKLIKLA MESAJLARINDA YER VERDİ?
“Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.”
/ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
#cevapver etiketiyle atılan 216.867 mesajın içeriğinde , Gezi Parkı eylemlerinin başlangıcından önce ve sonra AKP iktidarının hesap vermesini istediği olaylar, sorular, tepkiler yer almaktadır. Bu mesajların içeriğinde, bu bağlamda en sık geçen kelime ise 18.298 adet ile “polis” kelimesidir. Bu uluslararası arenada bir çok kişi ve kuruluş tarafından da dile getirilmiş, AKP’nin itiraf ettiği orantısız şiddetin ve de AİHM’de, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından çok ağır bir şekilde AKP’yi eleştirmesine neden olan polis şiddetinin bir tezahürü olarak İlk 50 kelime içerisinde baskın olarak Polis şiddetine ilişkin “polis” , “şiddet”, “biber gazı” , “ölüm”, “yaralı”, daha çok uygulanan şiddet nedeniyle istifası istenen ve oldukça tepki çeken İstanbul Valisi Avni Mutlu’ya ithafen “vali” ifadelerinin kullanıldığını gözükmektedir. Diğer yandan Başbakan Erdoğan’ın anıldığı tweetler incelendiğinden kendisiyle direk ilişkili olduğu açık olan “Erdoğan”, “Başbakan” , “Tayyip”, ve “RTE” kullanımının toplamda 22.945 adetle “polis” kelimesinin önüne geçtiği görüyoruz. Yapılan birçok Gezi Parkı araştırmasında da ve köşeyazılarında da karşımıza çıkan, Başbakan Erdoğan’ın kibirli, eylemcileri aşağılayıcı üslubu ve hukuk yerine “ben bilirimci” tavrının bir yansıması olarak da en baş sıraya oturmakta ve araştırmaları teyitlemektedir. Gezi Parkı eylemlerinde öldürülerek hayatını kaybeden Ethem Sarısülük ise atılan tweetlerin içinde en çok geçen kelimelerde 3. sırada yer almaktadır. Kazlıçeşme,Ankara ve havalaalanı mitingleriyle Gezi Parkı eylemlerine karşı bir savunma refleksi olduğu dile getirilen mitingler, mitinglerde gerek ucuz fiyatlandırmasıyla kiralanan otobüsler, gerekse toplumun vergisiyle mi yoksa parti bütçesinden mi çıktığı tartışılan insanların mitinge bu vasıtalarla taşınması ve mitingdeki söylemler itibariyle dikkat çekici bir şekilde , twitter kullanıcılarının #cevapver içeriğiyle attığı mesajların içinde yer almaktadır.
Araştırmalarda eylemcilerin tepki gösterdiği konuların başında gösterdiği Başbakan’ın aşağılayıcı üslubu olarak Gezi Parkı eylemcilerini çapulcu olarak nitelendirmesi, AKP kelimesinden daha çok tweetlerde yer almasına etki ettiği gözükmektedir. Bunun dışında medyayı ve sanatçıları hedef gösteren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’te bu tepkinin içinde ismiyle üst sıralarda yer almaktadır. Reyhanlı’da yaşanan katliam, katliam öncesi bölgede yaşanan sorunlar, katliam sonrası AKP hükümetinin medyaya açıkça ilgili haberlere karşı yayın yasağı getirdiğini duyurması ve MOBESE kameralarının hepsinin bir anda arızalı oluşuna dair tepkiler tweet mesajlarında da etkisini göstermektedir. Yine AKP rejiminin “diktatörlükle” anılması, Alevi- Sünni mezhep ayrımcılığa dair söylemleri ve politikaları eleştirileri de yer bulurken, medyada yaşanan sansür, NTV’nin protesto edilmesi, eylemlerde hayatını kaybeden Orçun Girkan ve Abdullah Cömert gibi insanların polis tarafından uygulanan orantısız şiddet nedeniyle ölümlerinden hesabını sorma isteği de mesajlara önemli ölçüde yansımıştır. AKP döneminde HES’ler, 3. köprü, Kanal İstanbul, Atatürk Orman Çiftliği gibi orman ve çevre katliamları da yine ilk 50 kelimenin içinde etkisini göstermekle beraber, 3. köprüye verilen ve Alevilerce büyük tepkiyle karşılanan “Yavuz Sultan Selim” ismine duyulan tepki de kendini göstermiştir. Başbakan Erdoğan’ın “iki ayyaş” derken Atatürk ve İnönü’yü kasettiğinin kabul edilmesi, PKK terör örgütüyle “çözüm süreci” adı altında istismara dönüştüğüne ve ülkenin bölünmesine yönelik AKP politikalarının olduğuna dair tepkiler, AKP’nin Atatürk’e ve Atatürk devrimlerini yok etmeye yönelik tehdit olarak algılanması da hem Atatürk kelimesinin sıklıkla yer verilmesine hem de TC ibaresinin bakanlık kararıyla kurumların isimlerinin önünden kaldırılması tepkilerin içinde yer bulan kelimeler olarak karşımıza çıkmaktadır.
216.867 tweet sayısal olarak dağılımı, en çok retweet alanlar haricinde Gezi Parkı eylemlerinde yaşanan olaylar neticesinde öne çıkanları irdelemek amacıyla en sık geçen kelimeleri hem bir tema altında gruplamak ihtiyacı konuya bakış açısını derinleştirecektir. 11 ana başlıkta toplanarak gruplanan kelimeler itibariyle, mesajlarda geçme sıklığının sayısal olarak yön göstermesi dışında, Türkiye’de tarihte eşine az rastlanacak bir boyutta sosyal medyadaki bir etiket üzerinden iktidar partisine hesap sorma eyleminin bu kelimeler ışığında nelerden bahsettiğine, anlam bütünlüğüne, sorulara, eleştirilere bakmak da politikacıların iktidar hırsı nedeniyle hatalarını örtbas etmeye ve unutturmak istemesine alışık olduğumuz dünyada toplumsal hafızayı zinde tutmak, kayıt altına almak ve tarihi bir direnişin “ne istediğine” ve “ne dediğine” baktığını anlamak açısından en önemli ihtiyaçtır. Aşağıda da bu amaçla, gelecek nesillere hassasiyetin, zeka düzeyinin ve beklentilerin ışık tutması amacıyla, grupladığımız başlıklarda geçen kelimelerle ilişkili tweetlerden örnekler seçilerek yer verilmiştir:
1-) POLİS ŞİDDETİ
2-) Başbakan Erdoğan, AKP ve AKP Yöneticileri
3-) AKP Politikaları, Söylemleri ve Beraber Anıldığı Olgular
4-) Medya, Basın, Sansür
5- ) Dini, Etnik Kavramlar, Kimlikler
6-) Gezi Olaylarında ve Öncesinde Hayatını Kaybeden veya Yaralanan İnsanlar
7-) Demokrasi, Adalet, Yasaklar, Hukuk, Seçim Barajı, Sandık
8 -) Gezi Parkı, Ağaç, Orman, HES, Çevre, 3. Köprü, Doğa,Kanal İstanbul
9- ) Reyhanlı, Sivas/Madımak, Roboski/Uludere katliamları, Ergenekon,Balyoz Davaları
10-) Atatürk, T.C., Laiklik, Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti
11-) Şehitler, PKK, Abdullah Öcalan,BOP