Tem 032013
 

TBMM Muhalefetin Kabul Edilmeyen Önergelerinin Özeti

“Seçilen halktandır, seçen de halktan
Bir düzen ki kuvvet, alınır haktan
Ne baskıya teslim, ne kork tuzaktan
En güzel yönetim, demokrasidir

Özünde vardır hep, tercihe saygı
Seçilen – seçende, olamaz kaygı
Sandıklar hakemdir, denetçi yargı
En güzel denetim, demokrasidir

Bazen geniş gelir, bazen olur dar
Seçilen kalamaz, sonsuza kadar
Halka hesap verir, komplo kafadar
En güzel yönetim, demokrasidir

Millet iradesi, yansır meclise
Pabuç bırakılmaz, duman ve sise
Halk tavrını koyar, kötü gidişe
Çareyi üretim, demokrasidir

İnanç ve fikirler, güven altında
İstikrar hükümdar, vatan sathında
Millet vekaleti, meclis katında
Nesle emanetim, demokrasidir

Herkese tarifi, farklı olamaz
Hukuka saygısız, haklı olamaz
Koruyacak halktır, toplu olamaz
Yüce adaletim, demokrasidir

Yenik pehlivanlar, güreşe doymaz
Millet huzur ister, çatlak ses duymaz
Saraydaki hesap, sandığa uymaz
Geçerli kudretim, demokrasidir

Onu kutsal bir din, zannedenler var
Tekeline alıp, zaptedenler var
Kendince yontup da, hükmedenler var
En iyi gözetim, demokrasidir

Görüntü farklıysa, suçlu arayın
Hafıza yoklayın, fikir tarayın
Malkoç Ali diler, huzur bozmayın
Hukuki senedim, demokrasidir”

/ Ali Rıza Malkoç 02/07/2006 Bursa – Demokrasi şiirinden…

Türkiye’nin kuşkusuz tarihine damga vuracak olaylarından biri olan 2013-Gezi Parkı olayları, 2002 yılından beri 3 seçim üstüste kazanarak iktidarda olan Ak Parti’ye getirilen eleştiri dozunun da inanılmaz boyutta artmasına neden oldu. Gezi Parkı eylemleri, bir anlamda Eski Türkiye ve Yeni Türkiye olarak bir zihniyet ve gelecek ayrımının dile getirilmesine ve sosyolojik boyutta eylemlerine katılan ağırlıkla gençlerin, annelerin, sanatçıların, akademisyenlerin, eşcinsellerin, sendika ve taraftar gruplarının  temel isteği olan ifade, medya ve birey hak ve özgürlüklerine odaklanıldı. AK Parti iktidarının ise bu zorlu süreçte krizi oldukça kötü yönettiği bir çok iletişim ve siyaset uzmanı tarafından dile getirildi. Diğer yandan AK Parti hükümeti yetkililerinin de , Gezi eylemlerine katılanların da ortak noktası, Türkiye’nin AK Parti iktidarı süresince ilginç bir sorununa parmak basıyordu ve kuşkusuz bu iki tarafın hem fikir olması açısından da ilginçlik arzediyordu: Muhalefet Partilerinin etkin olamaması.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerine baktığımızda, Gezi eylemlerinden, 1993 Sivas Olaylarına, Reyhanlı saldırısından Dersim olaylarına, Kürt Sorunundan 12 Eylül Rejimi sorunlarına kadar neredeyse her negatif durumun faili olarak onlarca yıl iktidar olamayan CHP adres gösteriliyordu. Muhalefetin etkin olmaması sorunu, insanların gezi eylemlerinde sesini duyurmak isteğine sebep oldu ve Türkiye’nin bir çok iline yansıyacak şekilde eylemler günler boyunca yapıldı ve bilançosu bakarsak; 4 kişi öldü 60’ı ağır olmak üzere 8 bin kişi yaralandı, 11 kişi gözünü kaybetti, 103 kişi kafa travması geçirdi  ki bu bilançonun sonuçlarından biri olarak aralarında Yaşar Kemal gibi edebiyatçıların, İdil Biret gibi sanatçıların bulunduğu bir ilan olan “Kaygılıyız” ilanıyla, Türkiye Yayıncılar Birliği, Barolar Birliği, Türk Tabipler Birliği gibi kurumlarca hükümetin göstermiş olduğu yaklaşıma dair ağır eleştiri barındıran tepkiler dile getirildi.

Gezi Yazı: Başkaldırının 140 Vuruşu from hahtv on Vimeo.

Bir yandan Çözüm Süreci olarak adlandırılan AK Parti’nin Kürt sorununa çözüm olarak PKK ile beraber süreci yönetme tercihiyle gündemdeki sıcaklığını koruyan PKK ve Kürt sorunu, diğer yandan medya şirketlerinde kendi yöneticilerinin dahi itiraf ettiği sansür ve otosansür, başka bir yandan hukuk, adalet  sorunları ve Gezi Parkı eylemlerinin başlangıç sembolü olan ağaçların kesilmesi ve çevre katliamları hep sandıkla mecliste temsiliyet verilen muhalefetin, AK Parti iktidarına karşı bir varlık gösterememesinin bir çıktısı ve çaresizliği olarak insanların sokağa çıkarak yine demokratik bir talep olarak “hükümetin istifasını istemesine” sebep olmuştu.

TBMM Resmi Twitter Hesabı

Kuşkusuz Gezi eylemleri süresince , medya sansürüyle ve otosansürün bir yansıması ve yönelimi olarak sosyal medya, gerek AK Parti kanadında, gerekse anti-Ak Parti kitlesi olarak adlandıracağımız kitle tarafından aktif bir şekilde kullanıldı. Bir çok haber, sosyal meydadan başlayarak ana akım medyaya yansıdı, bazı “yandaş” olarak tabir edilen medya grupları çoğu haberi sayfalarına taşımazken, sosyal medya hem haberin ilk kaynağı olarak hem de dezenformasyon kaynağı olarak vezir de edildi, rezil de edildi. Hatta Başbakan Erdoğan tarafından sosyal medya “toplumun belası” olarak tanımlandı. Ana akımda ciddi bir şekilde ortaya çıkan sansürün ve otosansürün doğal bir yansıması olarak Türkiye’de sosyal medya sitelerinin trafiğinde patlama yaşanırken, insanların sağlıklı haber kaynağı olarak haber sitelerini,milletvekili sosyal medya hesaplarını ve kurum ve kuruluşlarının sosyal medya hesaplarını referans alması, Gezi eylemlerine derinlik katan Yeni Türkiye’nin tarihteki nice olayına kıyasla  alışılmadık unsurlarından oldu. Kitlelerce takip edilen bu kurum hesaplarından biri de, insanların muhalefetin etkin olmaması sorunundan dolayı sesini sokakta ve sosyal medyada çıkarırken karşısına çıkan TBMM Genel Kurulu twitter hesabıydı. Gezi Eylemleri boyunca herkes bir nevi vatandaş gazeteciliğine soyundu ve  hızlı, sağlıklı ve tepkisini orantısız zeka olarak adlandıracağı yüksek bir entelektüel seviyede dile getirilirke,n TBMM Genel Kurulu da bu orantısız zekadan nasibini alanlardan oldu.

Gezi eylemlerinden önce apolitik olan tanımlanan ve kendilerini de öyle tanımlayan gençler, beyaz yakalılar, kaba bir oran vermek gerekirse neredeyse vandalizmi, ayrımcılığı ve şiddeti kınayan bir profili baz alarak Gezi eylemlerine katılanların %90’ı TBMM Genel Kurulu’ndan ve resmi twitter hesabından haberdar değildi.” Hangi partiler ne önergesi veriyor?”, “Türkiye’nin sorunları nedir?”, “neden çözülemiyor?”, “AK Parti hükümeti bu sorunlara karşı ne tür açıklamalar yapıyor?” gibi bir çok soruya ve soruna dair fikri olmayan gençler TBMM Genel Kurulu hesabını keşfetmesiyle beraber bambaşka bir sorun ortaya çıkardı ve popüler kıldı: Sokağa çıkma sebeplerinden biri olarak gösterilen ve Türkiye’de etkin olmadığı söylenen muhalefet partilerinin uzun yıllar etkin olmayışı algısından, AK Parti iktidarında muhalefet partilerine, meclis çatısı altında demokratik bir yapısallıkla muhalefet yapma imkanı tanımayan bir durum var algısına dönüştü. Zira 2012 Mart’ından beri açık olmasına rağmen, Gezi eylemleri başladığından beri dikkatle takip edilmeye başlanan TBMM Genel Kurulu twitter hesabında, muhalefet partilerinin önergelerinin devamlı olarak reddedildiği, sade vatandaşın dikkatini çekti, geniş bir kesimde bu konuda farkındalık oluştu ve AK Parti iktidarını demokrasi adına muhalefetin önergelerinin hiçbirini kabul etmeyen bambaşka bir pozisyona düşürdü: Türkiye’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde muhalefet yapmaya ve muhalefeti temsil etmeye AK Parti izin vermiyor…

TBMM- Kabul Edilmeyen Muhalefet Partisi Önergelerine Bir Örnek

Bu bir diğer anlamda çoğunluğun azınlığına tahakküm etmesine karşı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın öne sürdüğü savın aksini gösteren bir durum idi. Bir çok köşe yazarı da çoğunlukçuluk değil , çoğulcu demokrasi kavramının ideal demokrasilerde olacağına dair görüş bildirdi. Keza Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemlerine karşı savunma mekanizması olarak “demokrasi sandıktan ibarettir “ ifadesiyle karşılık vermesine karşın, AK Parti kurucularından ve ilk hükümetin başbakanı da olan ve günümüzün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başbakan Erdoğan’ın ifadesinin aksine “Demokrasi sandıktan ibaret değildir” olarak beyanda bulunması, muhalefete imkan tanıyan ve muhalefetin temsil ettiği kitlelerin sesini Meclis çatısı altında araştırma önergeleri altında desteklenip desteklenmediği sorusunun incelenmesini tüm partilerin nazarında gündeme getirdi.

Muhalefet Partilerinin önergesinin devamlı reddedilmesi üzerine açılan mizahi sahte TBMM hesabı
Muhalefet Partilerinin önergesinin istinasız reddedilmesi üzerine açılan mizah amaçlı sahte TBMM hesabı

MUHALEFETİN ETKİN OLAMAMASI MI MUHALEFETE İZİN VERMEYEN İKTİDAR MI?

“İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

/ Özdemir Asaf – Adalet adlı şiirinden

28 Mart 2012- 18 Haziran 2013 tarihleri arasında geçen 440 gün boyunca  TBMM Genel Kurulu twitter hesabından atılan 3223 tweet’i  incelediğimizde Türkiye’deki muhalefete verilen imkanlar ve etkinlik rolünü gözler önüne seren ilginç bir tablo ortaya çıktı. Muhalefetin ne kadar etkin olduğuna ilişkin muhalefet partileri ekseninden bakarak  TBMM Genel Kurulu twitter hesabını incelediğimizde çıkan tablonun analizine aşağıda yer verildi.

Bu süre zarfında ve resmi twitter hesabındaki veriler baz alındığında, TBMM’de bulunan tüm partilerin verdiği soru önergeleri itibariyle; AK Parti’nin verdiği 50 soru önergesinin hepsi kabul olurken, muhalefet partilerinin verdiği toplam 216 soru önergesinin tamamı reddedildiği ortaya çıktı.

TBMM - Muhalefet Partilerinin Kabul Edilmeyen Önergelerinin Analizi

440 gün boyunca verilen partilerce soru önergelerinin kabul ve red sayıları dağılımı

 AK Parti’nin meclisten geçirdiği 2B, Orman Yasası, Petrol Yasası gibi kanun tasarılarına odaklanmadan sadece muhalefet partileri açısından baktığımız bu analizde, CHP 103 soru önergesiyle en çok soru önergesi veren muhalefet partisi konumundayken, ardından MHP 59, BDP ise 54 soru önergesi ile geldi ve toplam 216 olaran soru önergelerinin tamamı meclisteki baskın milletveki çoğunluğuna sahip AK Parti etkisiyle reddedildi.

TBMM _ Reddedilen Gensoru ÖnergeleriMUHALEFET PARTİLERİNCE HAKKINDA GENSORU VERİLEN AK Parti YÖNETİCİLERİ
ve
TAMAMI REDDEDİLEN GENSORULARIN VERİLİŞ NEDENLERİ

Muhalefet Partilerinin verdiği ve tamamının reddedildiği soru önergelerinin içeriğine baktığımızda ise, Gezi eylemleri ve öncesindeki bir çok soruna ilişkin tepkilerin karşılığı olduğuna dair bir sonuç ortaya çıkıyor. Gezi Parkı eylemleri için Avrupa Parlementosu, Uluslararası Af Örgütü, ABD Senatosu, Birleşmiş Milletler gibi kurumlarca da oldukça ağır eleştirilerin AK Parti kanadına yönelmesine sebep olan ve Türk Tabipler Birliği, Türk Toraks Derneği gibi kurumlarca kimyasal silah olarak dahi görülen biber gazının insanlar üzerinde kullanımına ilişkin araştırma önergesi veya polisin eylemciler üzerinde Başbakan’ın da resmi ağız olarak kabul ettiği ama hiç bir istifaya sahne olmayan orantısız şiddetin araştırılması CHP tarafından meclise sunulmuştu ve reddedilmişti.

Bunun dışında 53 vatandaşımızın ölmesine neden olan Reyhanlı olaylarındada nedenlerine dair araştırma önerisi MHP tarafından meclise sunulmuş ve reddedilmişti. Uludere’de ölenler için araştırma önergesi ise hem CHP hem de BDP tarafından meclise sunulmuş ve yine reddedilmişti.

Aşağıda, muhalefet partileri tarafından verilen ve tamamı reddedilen araştırma ve soru önergelerinin listesi bulunmaktadır. Her birinin içeriğine baktığımızda ise, Türkiye’de gezi eylemlerinde baskın talep olarak çıkan demokratik hak ve özgürlükler,nefret suçları, bayramların kutlanmasının engellenmesi, medya özgürlüğü gibi ifade sorunları,  Reyhanlı, Uludere, 1993 Sivas olayları,  Kahramanmaraş olayları gibi tarihin vicdanında bir türlü aklanamayan olaylar,  çiftçi, pamuk üreticisi, ormancılar,Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, şehit yakınları ve gazilerin, astsubayların, öğretmenlerin, öğrenciler gibi mesleki sorunlar,   nükleer santral, ormanlar,HES’ler, 2 B, Termik santraller gibi çevre sorunları, ibadet yerleri veya laiklikte yaşanan sorunlar gibi dini ibadet özgürlüğü veya istismarı gibi sorular, AK Parti Hakkında yolsuzluk iddialarına ilişkin sorular hep muhalefet partilerince dile getirilmiş, meclise halkın bir temsiliyeti göreviyle sunulmuş ama milletvekili çoğunluğunu elde tutan AK Parti sayesinde reddedilmişti.

Bu durum beni tekrar, ömrü boyunca hangi parti iktidar olursa olsun ona muhalefet olmayı şiar edinmiş biri olarak, başta sorduğumuz soruyu yüzeye çıkarmaya itti. Zira muhalefet toplumda karşılığı olan sorunlara eğilmiş ve Meclis gibi bir çatı altında sunmuş, kısacası görevlerini yapmış ancak AK Parti iktidarının çoğunluğu sağladığı meclis çatısı altında bu önergeler reddedilmişti. Bu nedenten ötürü de Türkiye’de sandıkla gelenler itibariyle, muhalefet etkin değil mi yoksa dinamikleri, ülkenin Başbakan’ı tarafından demokrasiden ibaret görülen iki seçim sandığının, arasında kalmış ve ülkenin Cumhurbaşkanı arasında demokrasinin bir parçası olarak görülen zaman zarfında, AK Parti iktidarınca tıkanma noktasına mı itildi sorusunun cevabı da büyük bir ölçüde ikinciden yana verilmiş oluyor. 440 gün haricinde de 11 yıllık AK Parti iktidarında verilerini elde edemediğimiz o yıllarda hangi içerikle ne kadar önerge reddedildi? sorusu da gündeme geliyor ve merak uyandırıyor. Kuşkusuz 440 gün süresince, eğer sayısı tatmin edici boyutta her bir  muhalefet partisi  önergesinin kabul olduğu görülseydi, muhalefetin etkisizliği ve pasifliği gündeme gelirdi ancak bir tane bile muhalefet partisi önergesi TBMM çatısı altında kabul görmemişse, TBMM’de ve dolayısyla Türkiye’de demokrasi var mı sormak, çoğunlukçu değil çoğulcu demokrasi için seçim barajının kalkmasını talep etmek ve #direnMuhalefet, #direnDemokrasi ve #direnTBMM demek gerekiyor ve Ivan Krastev’in aşağıda izleyebileceğiniz TED sunumunda sorduğu gibi “Demokrasi Kurtulabilecek mi?” sorusunun cevabını ülkesini seven ve vergi mükellefi olan her bir sorumlu vatandaş olarak ivedi aramak gerekiyor.

TBMM Genel Kurulu Twitter hesabı verileri itibariyle
440 gün boyunca Türkiye’deki Muhalefet Partilerinin TBMM’de tamamı reddedilen önergelerin içeriği
:

CHP'nin reddeilen Önergeleri

MHP'nin Reddedilen Önergeleri

BDP'nin Reddeilen Önergeleri

Not:
1. Yukarıda analize ait xlsx formatındaki ham veriyi indirmek için https://www.sugarsync.com/pf/D8941736_836_819612628
2. Herhangi bir sayısal yanlışlıkta kusur bulursanız, lütfen beni uyarmaktan çekinmeyin..

4 Temmuz 2013 23:30 itibariyle Güncelleme:
– Bu yazıdan sonra, hazır medya sansürünün ve otosansürünün olduğu Türkiye’de yine tespite girmesi açısından 3 Temmuz 2013 tarihinde Radikal Gazetesi’nin internet sitesi bu yazının geniş ölçekli derlemesine yer verdi, Yurt Gazetesi Radikal’de yer alan versiyonuyla kendi internet sitesinde kullandı. Red ve Kabul’e ilişkin rakamlar bir çok kurumun tweet hesabından bazen referans link verilmeden paylaşıldı. Radikal’in http://www.radikal.com.tr/turkiye/140_vurusta_reddedilen_tbmm-1140259  adresinde “#direnTBMM” manşet başlığıyla ve “140 vuruşta reddedilen TBMM” haber detay başlığıyla yer verilen haber, Facebook ve Twitter’da 1-4 Temmuz tarihlerinde,Türkiye internet medyasında, Hürriyet köşeyazarı Yılmaz Özdil’ in yayımlanan yazılarından sonra en çok paylaşılan 4. haber oldu.(Gizlilik nedeniyle bu veriyi üzülerek paylaşamıyorum,ancak isteyen kendi imkanlarıyla kontrol edebilir/teyidini yaratabilir.)
– Paylaşan, dikkat çeken, ilgilenen herkese teşekkür ederim. Medyada yankıları olursa  elbette haber verebilirsiniz.
– Ek olarak,yazıya aşağıda Uğur Bey’den gelen yorum itibariyle başka bir durum ortaya çıktı: TBMM’nin resmi internet adresi ile TBMM Resmi twitter hesabındaki önerge sayılarının tutmadığı tespitini yaptık. Ben de kontrol ettim. Başka bir anlamda; vergi vererek görevimizi yerine getirdiğimiz ve demokrasinin işletilmesi için ilk adres olan Türkiye’nin meclisi TBMM’nin resmi internet sitesinde meclis önergeleri azımsanamayacak boyutta eksik ve önergeler hakkında bir vatandaşın sağlıklı, güvenilir ve şeffaf bilgi alabileceği bir resmi devlet sitesi işlevine henüz sahip değil!

Radikal.com.tr'de 3. Manşet'ten yayımlanan yazı

Radikal - Reha Başoğul Analiz - 140 vuruşla reddedilen TBMM

13 Temmuz 2013 Güncelleme:

– 11 Temmuz 2013’te hem Radikal Gazetesi hem de radikal.com.tr’da Ezgi Başaran’ın “İktidarın babasının bakkalı” başlıklı köşeyazısında, araştırma sonuçlarıma yer verildi.  (http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi_basaran/iktidarin_babasinin_bakkali-1141296)

Ezgi Başaran - İktidarının babasının bakkalı - Reha Başoğul - Analiz

Ezgi Başaran – İktidarının babasının bakkalı – Reha Başoğul – Analiz


If you enjoyed this post, please consider leaving a comment or subscribing to the RSS feed to have future articles delivered to your feed reader.

  15 Responses to “#direnMuhalefet, #direnDemokrasi, #direnTBMM : 440 gündür tamamı 140 vuruşla reddedilen muhalefetin soru önergeleri”

  1. Ellerinize sağlık, müthiş, her şeyi gözler önüne seren harika bir derleme olmuş.

    • İlginiz için ben teşekkür ederim, herkese açık bir veriyi , yazıda yer verdiğim meraktan ötürü incelemekle ortaya çıktı. Her partinin üzerinde düşünmesi gereken ve muhalefetin tıkanma noktasına itildiği gözüken bir durum. Geçmiş yıllardaki verilerin de açıklanması ve incelenmesi taraftarı olmakla birlikte, tüm muhalefet partilerinin çok önceden bu analizi yapmaları gerektiğini de düşünüyorum.

  2. Bu çok çarpıcı noktayı böylesine açık seçik gösterdiğiniz, gazeticiliğin halkı bilgilendirmek/aydınlatmak adına nasıl yapılması gerektiğine dair çok güzel bir örnek verdiğiniz için sizi bir çapulcu olarak kutluyorum. Sağolun.

    • İlginiz için ben teşekkür ederim. Gazeteci olmadığımı da belirterek, dünyada veri gazeteciliğinin artacağı bilinen bir gerçek ve ihtiyaç, sevgiler..

  3. Eline sağlık Reha, süper olmuş.

    Muhalefetin reddedilen 216 önergesine karşılık, AKP’nin kabul edilen 50 önergesini daha çok merak ettim doğrusu 🙂

    • Teşekkürler Erol Bey, yazının sonunda ham veriye yer verdim ve aşağıdaki yorumunuz gibi çoğu gündem konuları olarak ifade edilen öneriler.

  4. 2013 yılında meclisde kabul edilen önergelerin hepsi doğal olarak AKP’nin,
    Genel Kurulun gündeminin ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin önerileriymiş…
    Kendi çalıp oynamak bu olsa gerek…

  5. Merhaba Reha Bey,

    Yazınızı Radikal’de çıkan haber sayesinde okudum. Meclisin çalışma şeklinden duyduğum şüphe, yazınızda paylaştığınız verilerle arttı. Araştırmanızı Twitter’daki genel kurul hesabı üzerinden gerçekleştirdiğinizi görünce, bu hesaba yansımayan önergeler olabilir mi diye düşündüm. tbmm.gov.tr’den Denetim sekmesi üzerinden önergeleri sorgulattım. (İlk imza sahibi olsun işaretini kaldırdım ve sadece kabul-redde göre filtreleme yaptım.) 24. dönemin tümü için yaptığım sorgulamalardan örnekler:

    -Genel Görüşme Önergeleri: Kabul Edilen: 4 (1 AKP, 1 CHP, 1 MHP, 1 BDP) Reddedilen: 0
    -Meclis Soruşturma Önergeleri: Kabul Edilen: 0 Reddedilen: 2 (2 CHP-1’i Beşir Atalay, öbürü Tayyip Erdoğan hakkında
    -Meclis Araştırma Önergeleri: Kabul Edilen: 34 (11 AKP, 9 CHP, 7 MHP, 7 BDP) Reddedilen: 1 (CHP)
    -Gensoru Önergeleri: Gündeme Alınması Kabul Edilen: 0 Gündeme Alınması Reddedilen: 19 ( 0 AKP, 11 CHP, 6 MHP, 2 BDP)

    Gördüğüm kadarıyla Twitter’dan alınan rakamlar ile meclisin sitesinden alınan rakamlar tutarsız. Twitter’da muhalefetin sunduğu ve kabul edilen önerge sayısı 0. Meclisin sitesinden edinilen bilgilerle de Twitter’daki toplama ulaşılmıyor. Ayrıca meclisin sitesinde birçok önerge “İşlemde” veya “Gündemde” şeklinde görüntüleniyor. Muhtemelen bunların bir kısmı kabul veya reddedildi. Ama bilgiler güncellenmemiş olabilir.

    Sonuç olarak;

    1- Evet iktidar şöyle veya böyle muhalefetin birçok meclis aksiyonunu engelliyor.
    2- Meclisin internet sitesindeki veriler güncel olmadığından insanlar yine güvenilirliği sorgulanabilir sosyal medyadan bilgi toplamak zorunda kalıyor.

    İyi günler.

    Uğur

    • Öncelikle yazıyı daha da derinleştiren, sorgulattıran ilginiz ve yorumunuz için teşekkür ederim. Ben de kontrol ettim ve aynı fikirdeyim. Yazının sonuna bir güncelleme ekledim ve uyarınızı dikkate alarak TBMM’nin resmi internet sitesinin 2.maddenizde yer verdiğiniz sonuca katıldığımı belirtmek istedim. sevgiler…

  6. Böyle bir araştırmaya fazlasıyla ihtiyaç vardı. Ellinize sağlık.

  7. Reha tekrar tekrar okuyorum. Türkiye’de alışlanın ve servis edilenin fersah fersah üzerinde bir çalışma olmuş. Selamlar.

    • Teşekkürler Mehmet, bir ülkenin başbakanı ile cumhurbaşkanının demokrasi tanımı konusunda zıt ifadeler kullanarak anlaşamadığı ülkemizde, aynı cenahtan muhalefetin olmadığının algı oyunlarıyla empozesine karşıbir araştırma olduğu kanaatindeyim. Umarım veri gazeteciliğinin artmasına neden olur ki gerçekler polemikler üzerinden değil bilim ve vicdanın buluştuğu bir açıyı genişletip özgür medyayı doğurur.

  8. 17 Temmuz 2013 itibariyle açıklanan 24. yasama yılı partilere göre soru önerge sayısı ve oranları şöyle
    CHP 14.137 %50
    MHP 10.841 %38
    BDP 2.665 %9
    Bağımsız 259 %0,9
    AKP ise 9 ile %0,03 ile sonuncu oldu

  9. Sayın Reha BAŞOĞUL,

    Yukarıdaki analiz yazınızın Radikal tarafından derlenmiş hali, bugün sosyal medya aracılığıyla karşıma çıktı. Paylaşan kişiye yorum olarak yazdıklarımı size de iletmek isterim:

    “Bir önerge sunmak, önergenin konusu hakkında yapılabilecek tek hareket midir? Reddedilince herşey biter mi? Her önergenin reddinin gerekçelendirilmesi gerekmez mi? Evet, oylamayla reddedilen bir konunun gerekçelendirilmesi hakkında bir yöntem bildiğim kadarıyla ortada yok. Ancak önerge oylamaları “işaret oylaması” değil “açık oylama” ile gerçekleştiriliyorsa, önerge sunan grubun açık oylama sonucu “red” oyu kullanan gruptan “gerekçe” talep etme hakkı bulunması gerekir. Böyle bir talep durumunda red oyu kullanan grup, kendi içerisinde 3-5 kişilik bir geçici kurul oluşturarak, tüm red oyu kullananların kabul edeceği bir “gerekçe” metnini asgari bir sürede kaleme alıp meclis kanalıyla önergeyi veren gruba sunmak mecburiyetinde olmalı. Veya aynı kurul “red gerekçesi” sunmayı reddedebilmeli.

    Meclisin, “reddedilen önergelere gerekçe sunmayı reddetme” sayısının yüzde olarak bir üst limiti bulunmalı (örneğin %25), bu üst limit aşıldığında Meclis’in halk tarafından güven oylamasına gitmesi gibi ciddi bir yaptırımı olabilmelidir. Devlet sorunlarını tartışmaya yanaşmayan bir meclis, tehlikeli bir meclis değil midir?

    Bu şekilde önerge reddeden kesimlerin, etik, ahlaki, ideolojik açıdan doğru olmayan biçimde red oyu kullanmalarının önüne geçilmiş olur.

    Muhalefetin eksik olduğu konulardan biri de, bu önergelerin detayı ve reddi konularını millete yeterince etkin şekilde duyuramamasıdır. Gündelik, yüzeysel tartışmalarla vakit kaybedileceğine asıl bunların halka anlatılabilmesi lazım…

    Tüm bunları tarafsız bir vatandaş gözüyle yazıyorum; Muhalefet meclisi kilitlemek için bir sürü anlamsız önerge mi veriyor? Yoksa Meclis çoğunluğunu elinde tutan hükümet, işine gelmeyen her önergeyi, sebep bile gösterme mecburiyetinde bulunmadan red mi ediyor? Bunu anlamanın yolunun, yukarıda yazdığıma benzer bir prosedürün bulunması olduğunu düşünüyorum…”

    Anlaşılır, detaylı analiz çalışmanız için teşekkür ederim.

 Leave a Reply

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

(required)

(required)

Kapat