Gözyaşının Anlamı
Sırra kadem basmış bir çağrı
Uzaklardan bir çilli horozun türküsü
Gün ışığının aydınlık yüzü
Çaresizliğin yıkılmaz gücü
Akreple yelkovanın seviştiği bir an dokundu bana
Açtım yüzümü dünyaya şeytanın ısıttığı yatakta
Engin bir melekler kentine doğru
Açtım yelkenlerimi özgürce, tutkuyla
Bir ufacık cep kitabından daha azı mı
Hayır bu bir kelimede gizli bir kapı olmalı
Sukunetle dinledim onu sürünerek
Çelme takılan bir atlet gibi yorgunca
Sahipsiz bir bebeğin haykırmasıydı benimki
Sade, solgun ve üzgün
Bir kapıyı bulmuştum ya şimdi
Artık yaşlı bir çiftçiye dönmüştüm, belli
Başladı şerit geçmeye
Dağların yücelik merasimi
Nehirlerin hız talimi
Toprağın sade gösterisi
Ormanların inanılmaz rengi
Titreyen kuşların önünden göz kırparak aldım acıyı
Açların arkasından acımasızca güldüm
Zalimlerle aşık attım
Etimi isteyenlere ruhumu sattım
Bir arınma mıydı bu
Yoksa tanrının lütfu muydu gaipten gelen
Rahiplerle imamları atlatıp
O boyutun zebanileri mi beni bekleyen
Sizi bilmem ama ben gördüm oraları
Cennetin heybetini
Cehennemin derinliğini
Sorun şu ki acıları dindiremiyorum hiçbir kuytu inde
Bir gün bir gece bir an
Sizi bekleyenleri düşünün
Önce gözünüzün önünden geçenleri
Sonra niye gözyaşınızın aktığını
Reha Başoğul