Kaç
Çiçekler dul kalmış özünden
koklanmıyorlar artık delgilerin berisinde
beşikler karaya, mezarlar pembeye çalmış
eminim bir gün buluşacaklar aynı yerde
çoğullanan bir durağanlık var
penceremin nefessiz bulutlarında
‘geliyorum’ dediklerinden fazla
‘gidiyorum’ dediklerin bu donuk akşamda
şimdi özgürsen kesmeye başla kuvarsı
yansımalarını yok et ve parçalanmadan yaslan suya
dansı kıvrak ellerinden kopar, dola boynuna
kuzguna dönüşsün gözlerin ve
dudaklarıma uçsun her bir zehiri tattığında
yüksek dikitlerin gölgesinde
anıların için değişiyorsa ruh halin,
asla serinliğini takas etme körpe esintiye
kaç! ve orada olacağını bilenle konuş
ikindiden akşama yaklaşan bir çözümsüzlüğün asaletiyle
Reha Başoğul