Saatlerime Kar Yağdı
yaşatamıyorsun bu dünyanın aşklarını
bir bebeğin rengini bulmamış gözlerinde
ninnileri dinlettiremiyorsun azmış kinlere
bir türlü uyutamadın onları kabuslu gecelerde
soğuk kış ayazında, sıcak bir kulübede
şömine başında, Ay eşiğinde
sallanan bir sandalyeye yerleşirkene
yazılıydı bu satırlar saklı bir kitabın içinde
bir tarafta uyuyan sevgilin ve ona bakan gözlerin
bir tarafta tavşanlar ve onları ısıtan gülücüklerin
donmuş bir kale kapısı gibi sanki beklediğin
zorlayıp kırmak istediğin ise sonsuz düşlerin…
insanlığın ziyafetine az kaldı dediğin
çıkılmaz kulelerde el verip çektiğin
orman kokularını üfleyip beslediğin
bir düşü gösterdi hissettiğin
karlar üstünde kan damlalarını saydığın
özgür dağlarda ismini sayıkladığın
kayaların arasında saklayıp bıraktığın
bir aşkı dinlettirdi çağırdığın
tüylü kalemlerden parşömen kağıtlarına
üstad çizimlerinden akit sandığına
gizleyerek kaşıdığın ölümsüz yaralara
bir son güsterildi kalanlara
kara bulutlara bakarak oyduğun
arkana bakmadan soyduğun
ayrıntılarını aradığına sorduğun
bir heykel bitirdi konuştuğun
odun seslerinden sayfa hışırtılarına
kadın dilinden aşk bataklıklarına
kudüm iniltisinden köpek havlamalarına
bir doğumun korkusu yapıştı duyduklarına…
Reha Başoğul