Mar 192009
 

 

matrix

Minority Report ve The Matrix Trilogy’ de senaryonun mantıklı ilerlemesindeki ana alterlerden birisi olan kahinlere karşı, inanca dayalı sorgulamalarımızın altında yatan felsefe ve matematik konusudur. Fizikçi William Newcomb’un ortaya attığı bu paradoksa göre; kehanetlerine çok güvendiğiniz bir varlık (kısaca kahin diyelim) size bir oyun önerir.  Önünüze iki kutu koyar. kutuların ilki şeffaftır ve içinde bir altın vardır. Diğer kutunun içini göremezsiniz ama içinde ya bir kese altın vardır ya da hiçbirşey yoktur.  Size önerilen seçenekler şunlardır: 

– ya şeffaf olmayan kutuyu alacaksınız 

– ya da iki kutuyu birden alacaksınız 

Fakat kahin, eğer sizin şeffaf kutuyu almadan ikinci kutuyu alacağınızı tahmin ettiyse, o kutuya bir kese altını koyacak ama her iki kutuyu alacağınızı kestirebilirse, bir kese altını ikinci kutuya koymayacaktır. Siz seçiminizi, kahinin kehanetine göre kutuları ayarladıktan sonra yapacaksınız. kutuların tamamı mı bir tanesi mi? Özetle mevzusu bu olan paradoksta felsefecilerin iddiası; kahin yerine, çok uzun zamandır sizi tanıyan bir arkadaşınızı- sevgilini koy, bak bakalım durum değişecek mi? sorusuna karşılık verilen cevabın, değişeceği yönünde olma iddiasıdır. 

Bir yandan oyun teorisinin de konusu olan bu paradoks, reklam vaatlerini verirken, direk pazarlamada, ekonomide, şeyh, üfürükçü, kırıkçı çıkıkçı, reiki, ilaç, tavsiyeleri, the secret argümanları, yöneticilerin geleceğe dair motivasyon vaatleri gibi bir çok ikili ilişkideki ikna gerektiren durumlarda, farkında olmadan yaptıkları iletişim türünün örtülü gerçeğini yansıtan paradokstur da aynı zamanda.

Mar 172009
 

 

olbers

Karanlıklar Prensi Edgar Allan Poe’nun da ilgilendiği ve “eureka” denemesinde”; yıldızların sayısı sonsuz olsaydı, gökyüzünün her yanı eşit derecede parlak, yani gökyüzünün her noktasında bir yıldız olurdu. oysa, gökyüzüne teleskoplarla baktığımızda, hiçbir ışığın gelmediği boş bölgeler görebiliyoruz. bu bölgeler, henüz ışığın bize ulaşamadığı yerlerdir.” diyerek getirdiği isabetli bir yaklaşımla astronomların, “gökyüzünde yalnız gezen bu kadar yıldız varken neden allahım onların bu kadar ışığıyla evren bu kadar karanlık?”türünde bir soruyla anılan bu paradoksun çözümü karşısında ilgisinin çekildiği paradokstur. 

Astronomik anlamdan bakıp basitçe özetlersek ise; “eğer sonsuz galaksi varsa ve bunlarda sonsuz ışık kaynağı ise, bizim gökyüzünü her an çok parlak görmemiz gerekir” diyen ve Paul Wesson tarafından çözülmüş paradoks.. Diğer yandan bu çözüme ulaşılmadan da “Charlier nin silsile teorisi” doğruysa ortadan teorik olarak kalkabileceği düşünülmüş paradoks.. Artık uzay öklit uzayı(uzayda maddenin olduğunun ispatlanmasından dolayı) olmadığı için ve sonsuz bir öklit uzayında, sonsuz sayıda yıldız yahut galaksi olabildiğinden ötürü ve statik dağılıma ihtiyaç duyduğundan dolayı, sonsuz galaksinin ve ışık kaynağının olmaması gerekir..Evrenin genişlemesi keşfiyle beraber, ışık kaynağı 2 kat azalmaktadır ki statik evrende gökyüzünün çok karanlık olması gerekir…Haliyle bu da Olbers Paradoksunu çözer niteliktedir.

Nis 252008
 

Klein ŞişesiFelix Klein’ın ünlü imkansızlık abidesi,topolojik uzay nesnesi…Gözümüz açısından yani 3d bazda yer bulamayan ama 4d ortamda süreksizliği anlatan bu şekil, aynı zamanda Escher gibi bir ressama da tıpkı “Mobius Şeridi” gibi “çiz beni” dedirttiği gibi, anonim şiirlere ve bulmacalara da ilham vermiştir.