500 küsür sayfalık bu kitabı, kitapçıda elime aldığımda ilk dikkatimi çeken , “Fizik hakkında yazılmış en komik kitap” olarak nitelendirilmesiydi ve direk tahrik etti. Leon Lederman’ı da ciddi adamdır diye biliyoruz tabii. Tam zen öğrenme metodlarıyla anlatımlanmıştır diyerek kandım, iyi de etmişim. Argo dil yapısından tarihteki kişilerin deneylerine, leptonlardan görecelik kuramına bir çok kavram, belki de atom altı gibi bilinç altında bana hep gülümseyen suratları hatırlatmıştır. Leon Ledarman da nefis bir üslupla bunu başarmış biri, kuantum fiziği de bu kitabın temeli. Tarihteki Democritus’tan Bohr’a Carl Sagan’dan Newton’, atomun minicik boyutlarına bir çok evren sığdırmış insanların ilk başta hayali olarak görünebilecek ama aslında gerçeğin ta kendisiyle yüzleşeceğiniz harçları birer birer atacaktır beyninize… Democritus’la Ledarman’ınn çok keyifli bir sohbeti de vardır ki ansızın idrak ederse okurken hamaktan düşürebilir adamı..
Bilinç… yaşarken gerekli olan kavram… zaman zaman bu kavram bir kaosa da dönüşür. Peki bu kaos nerede yaşanır, yalnızca bizlerin beyninde mi? belki evet belki hayır. Ama kuantum fizikçisi bayan Danah Zonar’a göre bu her yerde böyledir. Kuantum benlik’in sadece bir fizik, matematik kitabı olduğunu düşünenler yanılır. çünkü hem bu bilimler yaşamın temelleri, hem de kitapta bu bilimleri zevkli bir şekilde algılamamız için çok güzel örnekleri edebi açıdan da tatmin eder nitelikte sunmaktadır.
Klasik Newton Fiziği’nden sonra, artık tüm üniversitelerde kuantum fiziği dersleri, ana fizik dersi olarak görülmeye başlandı. bu sayede; insanlar inançlarını, beklentilerini, doğa olaylarını ve kendini bilimsel bir şekilde test etmeyi öğrendi. Özellikle beyinde yaşatılan dünya, diğer insanlardan farklı olarak yaşanıyor mu ve kuantum sıçramaları sayesinde insanlar aynı düşüncelere mi sahip oluyor sorusuna cevaplar buldu. Kuantum benlik’te bu derece derine inen bu kitap, Danah Zonar’ın hamilelik döneminde yazmaya karar vererek, doğa’nın evrenselliğinin ve evrenselliğin doğasının bilincini ispat etme iddiasını taşıyor.
Evrenin matematiksel düzeni ve fizik yasalarının kesinliği, insanı kendiyle olan ‘mutlaklık’ randevusunu hatırlatır hep. Her gün yaşanılan rütin olayların içinde kuantum bilincini arar ve şunu görür ki amiplerin, düşen yaprağın, yıldız patlamalarının, oturduğunuz koltuğun ya da yazdığınız kalemin, son olarak da kuantumcuların da söylediği gibi elektronların bilinçli bir varlık olduğu iddiasıdır Zonar’ınki..
Kitapta beğendiğim özelliklerden biri de; yazarın psikiyatrist ve psikoterapist kocasının, içeriğe uzmanlık dalı açısından katkısı. verimi attırdığı gibi, kuantum modellerinin bu yönünü de keşfetmiş olmak bir avantaj. Özellikle hayvanların ve bitkilerin ve tabiiki cansız nesnelerin bilinçli ve görüş sahibi olduğunu anlatan bölümde, Descartes’ten Freud’dan beri gelen eski akımların birleştiği, bu yeni düşünce biçimini sorgulatma gayesinde. Felsefi görüşler, gerçekten çok doğru yerlerde adapte olmuş. istenilen ise hayatın her bölümünde kullanabilmesi bu bilgilerin; işte, evde, aşkta, sanatta, uyurken, aldatılırken hatta öldüğünüzde bile…
Psişik gelişimlere sahne olan insan beyni, narsist karakter modeline giderek yaklaşıyor ve ben’lik bilincinde köklü reformlar yaratıyor. Freud ve Einstein’ın ağırlığını hissettirdiği kitapta, yazarın eski kuramlara yeni yorumlar getirmesi çok hoş bir düzenekte oyun oynamanıza sebep oluyor ve bilimsel içerikli kitapların çoğunda görülen terminolojik dilin sıkmadığını söyleyebilirim.
Özetle; felsefe, psikoloji ,matematik, fizik ve biraz da biyoloji konularında, donah zarar’dan, bulunduğun yerle ütopik olma arasındaki kesin çizgiyi çizen bir görüş sağanağı…
David Hume’un kendi ateist görüşünü benimsetmek için bir radyo programında bu teoriyle dalga geçmek babında söylenirken, bigbangcilerin isim ihtiyacına güzel bir tongayla düşmüş ve öylede kalakalmıştır, akıllarda ve literatürde. Sonuca bağlarsak; materyalistlerin had safhada huşusundan mustarip olduğu ve neticede işin tektanrıcılar tarafından şenliklerle kutlandığı ve teorik ispatı nobel ödülü getiren bu güzel akıl oyunu, -rasyonel bakış açısıyla- aslında tanrıyı değil evrenin, zamanın ve maddenin başlangıcı olduğunu ispatlamıştır. Kısacası evrenin dışında bir oluşum vardır savını güçlendirmiştir