Mar 092006
 

Bu kavramın açıklamasını işin üstadına bırakmak istedim:

“dekonstrüksiyon, bilgiyi dilden ve anlamlandırma çabalarından kaynaklanan kirlilikten arındırmayı ifade etmektedir. bir başka deyişle dekonstrüksiyon dilin sorgulanması ve anlamsal kirliliklerin ortadan çıkarılmasıdır. dekonstrüksiyon, esas olarak anlam sorunu ile ilgilidir. yani buna göre, her tekstin bir edebi bir de görünmeyen anlamı olduğu varsayılmaktadır ve görünmeyen anlamın ortaya çıkarılabilmesi için edebi anlamın sorgulanması gerekmektedir. derrida, yazarın amacının da, tekstin kültürel konumunun da yoruma açık olduğunu ve bu nedenle nesnel bir anlamlandırma temeli sağlamanın mümkün olamayacağını öne sürmektedir. bir başka deyişle, dekonstrüksiyon çözümlemesi yorumun açık uçlu bir süreç olması kabulüne dayanmaktadır.”( şaylan , 1999: 174,175)

Mar 072006
 

 

untitled4

Yomiko, bir Japon reklam ajansı ve portföyünde de güçlü ve lider markaları tutmayı istemekte. Konkur rekabetini internete taşıyalım derken, Japonların kendilerine has kültürel niteliklerini kullanınca, internette viral bir gezintiye sahne olmuş. Ben de aşağıdaki linke viral chartlardan ulaşmış bulundum….

http://www.yomiko.co.jp/bushido/index.html

 Bu adresi inceledikten sonra reklam ajansının gerçek hayattaki  konumunu,müşterilerini bir Japon miti kıvamında izlemek eminim ki ülke dışından izleyen bizler için ilginç olacaktır. Ülke içinden bakarsak agresif,mizahi ve sadakat özelliklerini ruhlarında barındıran Japonların rekabeti sevme özelliğini kuru kuruya incelememek lazım.

 Japonca bilmememden dolayı sadece yıllık rapor ve  organizasyon yapısını inceleme fırsatı bulabildiğim İngilizce kurumsal sayfalarında organizasyon biçiminin gerçekten askeri ordu gibi bir düzen barındırdığını ve finans ve yaratıcı bölümlerin aynı bölümde olan “solution” da kümelenmesini incelemeye değer buldum .Kaynakları ve tecrübeleri olan varsa paylaşırsa sevinirim…

 http://www.yomiko.co.jp/en/organization.html

 Reklamda ya da pazarlama da yerel stratejileri veya mesajlarını inceleme salıkları verile dursun, uluslararası stratejilerine zirvedeyken oldurucu darbe vurmak isteyen Japonların reklam sektöründe de bu yok edici ve vurucu tavrının altında yine övmek gibi olmasın disiplin ve özgün yönetim anlayışının da yattığını söyleyen ben gibi çoğu  pazarlama bilimi ilgilisi  veya marka yöneticileri tarafından doğru bulunurken, yurtta ve cihanda ask yerine savaş demeleri ve konkurlarının içerisindeki rekabeti düşmanlık olarak nitelendirmeleri ne derece doğrudur sormak lazım. Konkuru kazanmak için, bu derece açık bir savaşın, kendi ekibini motive etmesi,kazanılacak müşteriye “bakın sizi ne kadar istiyoruz” denmesi, diğer yandan da rakip ajansa gözdağı vermesi gibi haylazca ama stratejik rekabet unsurlarını -bilebildiğimiz kadarıyla-elmanın sevilecek kırmızı yerinden ısırıldığını bilinmesi, tanıtımın derinliğini ortaya koyan başlıca unsurlar.. Vakti zamanında bbg’ler yokken severek sit com tadında izlediğimiz Telsim,Turkcell ya da gazete promosyonları savaşları gibi bir halin daha profesyonel ve yaratıcı sunum hamlesi seklinde de yorumlanabilir bu tabi.

 Yine de grafik ve web isçiliği yüksek, şirin,çok yaratıcı,keyifli bir uyarlama olarak buldum “ama” larımı da es geçmeyerek.Favori “ama”m; -reklam ajanslarının aralarındaki konkurların bir kavga içeriği potansiyeline sahip olmasının deşifre edilmesinden sıkıntı görmesem de- oluşacak görüntünün medya’da gördüğümüz diğer kavgalar açısından barındırabileceği çirkinlik daha fazla ve ağır olacağı için, “ama çirkeflik barutu, yanında patlatılmadığı sürecedir. ve Japonların savaş sanatı dediklerin mevzuda bilinen diğer kural, gerçek rakibi aşağılamamaktır.”bushido” Japon savaş kuralları bütünüyse bunun da dile getirilmesi gerekirdi kanımca..