Şub 032005
 

Kumar

bozarsın gecenin bekaretini
bir arzu kandilini yakınca
ihanet kovuklarını
aşk macunları ile kapatınca

baharat kokulu lanetlerde
kase kase esanslar üşüştü dilime
rana rakkasıyla
mana ipekleri giydim

işte pare kabul etmez o an da yürek
fetvası kadar korkutmaz
samyeli kadar taşınmaz
bir kadim bilgidir aranmaz

efsunlu tütsülere pervane olursun
meşru dillerde maskara diye kovulursun
ne beden kalır mağfi
ne de yükselişin kavisli

ayinlerin kibar olsa da hunhardır
kavunlar koksa da orada yalandır
ne huşu beklersin benzinde
ne iffet dilersin bereketinde

solungaçların hasatını kutlarsın
teslimiyetin filizlerini toplarsın
ne baykuşun sesine kanarsın
ne de devenin hörgücüne

mordan kırmızıya atlarsın
sudan çoraklığa kaçarsın
erili de erkili de tadarsın
ama yatağından bir milim kaymazsın

oradayken buralarda dönerse kumpas
hamle kabul etmez işte buna kıyas
kimse beklemiyor ki bir kudas
sadece varsa yoksa özdeki elmas

şişirilen camın ıslanıyorsa
gizem tuğran siliniyorsa
gümüş tepsin iştahlanıyorsa
arama artık ne bir malik ne de birlik

aşkın gübresidir sevgi
köhne derler de dizlerine, tutmaz
mermer derler de yüreğine, oyulmaz
bir sayı kumarıdır bu, oynanmaz!

Reha Başoğul